KATEGORİLER
EN ÇOK OKUNANLAR
KELİME İLE ARAMA
İMAM MÂTÜRÎDÎ’NİN DOĞUM TARİHİ VE ETNİK KÖKENİ ÜZERİNE SORUŞTURMA
İMAM MÂTÜRÎDÎ’NİN DOĞUM TARİHİ VE ETNİK KÖKENİ ÜZERİNE SORUŞTURMA
FURKAN UZEL
Giriş
İmam Mâtürîdî, İmam Ebu Hanîfe’nin itikadî görüşlerini esas alarak yeni bir perspektif sunmuştur. Kendisi böyle bir teşebbüste bulunmasa da ilerleyen dönemlerde onun görüşleri çerçevesinde Mâtürîdîlik mezhebi cereyan etmiştir. İmam Mâtürîdî de özellikle Maveraünnehir bölgesinde düşünceleriyle büyük bir tesir bırakmıştır. Biz, bu çalışmada onun doğum tarihi ve etnik kökenine dair bir fikir üretmeye çalışacağız.
İmam Mâtürîdî, bugünkü Özbekistan’ın sınırları içinde kalan Semerkant şehrinin dış mahallelerinden biri olan Mâturid’de doğmuştur. Bunu, onun nisbesinden anlamaktayız.
İmam Mâtürîdî’nin doğum tarihi hakkında herhangi bir bilgiye sahip değiliz. Bundan dolayı doğum tarihi hakkında genelde varsayımlara dayanan tahminler bulunmaktadır.
Hülya Alper, ona hocalık yapan dönemin Rey Kadısı Muhammed b. Mukâtil er-Râzî’nin 248 (862) yılında vefat ettiğini dikkate alarak, 230-240 (844/845-854/855) arasında dünyaya gelmiş olabileceğini tahmin eder [1].
Hasan Gümüşoğlu da Muhammed b. Mukâtil er-Râzî’nin vefat tarihine dayanarak bir çıkarımda bulunur. Ancak onun çıkarımı, Hülya Alper’e göre daha genel bir varsayımdır. O, İmam Mâtürîdî’nin IX. Asrın ilk yarısının ortalarında doğduğunu söyler [2].
Ulrich Rudolph da kendi belirlediği kıstasa dayanarak, İmam Mâtürîdî’nin doğum tarihinin 870 civarlarında olabileceğine kanaat getirir. Çünkü Rudolph’a göre İmam Mâtürîdî’nin 100 sene ömür sürmesi zor bir ihtimaldir [3].
Daha keskin kanaatlerle, tarih vermekten çekinmeyenler de yok değildir. Örneğin Montgomery Watt, bir tarih vermeyi tercih ederek 870 yılında doğduğunu dile getirir [4]. Aynı yolu izleyen Hasan Kanaatlı da tarih vermekten imtina etmez, İmam Mâtürîdî’nin doğum tarihinin 862 olduğunu ifade eder [5].
Hülya Alper, İmam Mâtürîdî’nin doğumuna dair tarih aralığı belirleyerek herhangi bir yıl söylemekten kaçınmıştır. Hasan Gümüşçüoğlu da direkt yüzyıl olarak belirterek doğum tarihi hakkında su götürmez bir kanaate varmak istememiştir. Uldrich Rudolph ise 100 yıl yaşamanın zorluğunu gerekçe göstererek İmam Mâtürîdî’nin doğum yılını 870 yılları civarına çekmiştir. Ancak 100 yaşamasına engel olacak bir geçerli sebep de sunmadığı için bunu ölçüt kabul etmemiz mümkün değildir. İlaveten İmam Mâtürîdî’nin bir asra yakın yaşadığını doğrulayanları da yok addedemeyiz [6]. Keza 100 yıl yaşamasını imkânsız görmemiz de makul sayılmaz. Zira gerek tarihî vetirede gerekse günümüzde 100 yaşını aşan birçok şahsiyet bulunmaktadır.
Melikşah Sezen, İmam Mâtürîdî’nin doğum tarihi hakkında belki de en isabetli tespiti yapmıştır. İmam Mâtürîdî’nin Muhammed b. Mukâtil er-Râzî’ye talebelik yapıp ondan hadis dinlemesine vurgu yapar ve Mukâtil er-Râzî’nin 248 (862) yılında vefat ettiği dikkate alarak, hicrî 238 (852) yılında doğmuş olabileceğini farz eder [7]. Bu görüş, bizce de en makul kabul edilen görüştür.
Yine de bu ihtimale itiraz sesini yükseltenler mevcuttur. Misalen Ali Rabbanî Gulpayganî’ye göre İmam Mâtürîdî’nin bu tarihte doğduğunu varsayarsak; onun, on yaşından evvel hocasına talebelik yaptığını kabul ettiğimiz anlamına gelir. Bu da imkânsızdır [8]. O dönemlerde, belirtilen yaşlarda eğitime başlanmasına dair örnekleri es geçmememiz gerekir. İmam Buhârî’nin on yaşında Ahmed b. Hafs’ın yanında eğitim görmesi, bu dönemlerde, mezkûr yaşlarda sayılabilecek kişilerin de eğitime başlayabileceğini doğrulamaktadır [9]. Görüldüğü üzere İmam Mâtürîdî’nin de bu yaşlarda eğitim görmesi, onun doğum tarihi hakkındaki kanaatimizi haksız çıkarmamaktadır.
Hasan Kanaatlı ise İmam Mâtürîdî’nin miladî 862 yılında doğduğunu söylese de hicrî takvime esasla 238 yılında doğduğunu izhar etmektedir. Hicrî takvime göre verdiği tarihi, miladî takvimde hatalı biçimde dönüştürdüğünden 10 yıl kadar sapmaya mahal vermiştir. Bunun neticesinde 862 gibi yanlış bir tarih öne sürmüştür. Onun da İmam Mâtürîdî’nin 852 yılında doğduğu kanaatine yakın olması kuvvetle muhtemeldir.
Sonuç itibarıyla; İmâm Mâtüridî’nin 852 yılı civarlarında doğduğunu düşünmekle beraber, bu kanaati kesin bir şekilde doğrulayamıyoruz. Ancak diğer ihtimallere göre bu tarih, daha makul gözükmektedir.
İmam Mâtürîdî’nin etnik kökeni hakkında birtakım iddialar zuhur etmiştir. Onun Arap, Fars ya da Türk olduğu şeklinde görüşler öne sürülmüştür. Bu kısımda mezkûr iddiaları tetkik edeceğiz.
İmam Mâtürîdî’nin soyunun Ebû Eyyûb el-Ensarî’ye dayandığı görüşünü, Gulpayganî ve Hasan Kanaatlı gibi isimler iddia etmektedirler [11]. Bu iddianın kapısı da doğal olarak İmam Mâtürîdî’nin Arap olduğuna çıkmaktadır. Ancak Gulpayganî ve Hasan Kanaatlı, İmam Mâtürîdî’nin soyunun Eyyûb el-Ensarî’ye dayandığı konusunda herhangi bir delil yahut gerekçe sunmamaktadırlar. Muhtemelen bu görüşün dayanağı, İmam Mâtürîdî’nin meşhur eseri Kitâbü’t-Tevhîd’in yazmasının kenarında, onun Ebû Eyyûb el-Ensarî’nin soyundan geldiğine dair düşülen kayıttır. Fakat bu kaydın kim tarafından tutulduğu meçhul olmakla birlikte, yazmanın istinsah edildiği tarih de hicrî 1150 yılıdır. İstinsah tarihinin, İmâm Mâtürîdî’nin yaşadığı tarihten hayli uzak olması, bu bilgiyi şüpheli duruma düşürmektedir [12].
Ahmet Ak, İmam Mâtürîdî’nin soyunun Ebû Eyyûb el-Ensarî’ye dayanması hakkında şu isabetli yorumu yapmaktadır:
“İmam Mâtürîdî eğer Ebû Eyyûb el-Ensarî soyundan gelmiş olsaydı, Arap geleneğine göre, soy kütüğüne büyük önem verildiğinden dolayı mutlaka bir sahabeye kadar uzatılır ve kaydedilirdi [13].”
Bunlar göz önüne alındığında ise İmam Mâtürîdî’nin Arap asıllı olması ihtimali zayıf görünmektedir.
İmam Mâtürîdî’ye Farsça eserler nispet edilmesi ve eserlerinde Farsça ifadeler kullanması [14] gibi sebeplerden ötürü onun Fars olduğunu söyleyenler de vardır. Mutahharî ve Seyyid Hüseyin Nasr, onun Fars asıllı olduğunu savunmuşlardır [15].
Ancak bu, onun Fars kökenli olduğuna delil sayılamaz. Zira o dönemlerde Maveraünnehir’in köy ve kasabalarında Türkçe konuşulmasına karşın, şehirlerde ve ilim çevrelerinde Farsçanın da yaygınlığı söz konusudur [16]. O dönemde Sâmânîlerin bu dile kıymet verip bürokrasi dili hâline getirmesi de [17] İmam Mâtürîdî’nin bu dili öğrenmesinde etkili olmalıdır. Bu yüzden Farsçayı bilmesi yahut kullanması, dönemin sosyal ve ilmî yapısıyla alakalıdır. Fars kökenli olduğunu iddia etmek için güçlü bir delil değildir.
Tespit edilebildiği kadarıyla İmam Mâtürîdî’nin, ideolojik kaygılarla Türk olduğunu öne süren ilk kişilerden birisi Ali Suâvi’dir. O, “Muhbir” ismiyle çıkardığı dergisinde “Türk” adıyla bir makale ortaya koymuş ve bu makalede İmam Mâtürîdî’yi Türk âlimi olarak tanıtmıştır [18]. Ali Suâvi’nin bunu ideolojik bir tavırla ortaya attığı düşünebilir ancak ondan sonra bu konu hakkında daha ilmî görüşler sunulmuştur.
İmam Mâtürîdî’nin Türk olduğu konusunda en ciddi kabul edilip ortaya konulan delil, eserlerindeki cümle yapılarının Arapça gramere uygun olmayışıdır. Arap dili bakımından bazı gramer hatalarının mevcut olması ve kolay anlaşılamayan ifadeler kullanmasının yanında Türkçe cümle yapısına benzerlik arz eden ifadelerinden dolayı onun Türk olduğuna vurgu yapılır [19].
Bu delile destek amacıyla sunulan başka bir malzeme ise Mâtürîdîyye mezhebinin meşhur kelamcılarından Ebu’l-Yüsr Muhammed Pezdevî’nin “Kitâbü’t-Tevhîd” hakkındaki görüşleridir. O, bu kitabı, bilgi açısından yeterli bulmasına rağmen kullanılan üsluptan yakınır ve kitabın şöhretine gölge düşürecek vaziyette olduğunu ima eder [20]. Bu delil, Fars olduğu iddiasında olduğu gibi, tek başına yeterli bir delil değildir. Tek başına yeterli bir delil olmasa da yan delil olarak kıymeti haizdir.
İki delili tamamlar nitelikte sunulan argüman ise İmam Mâtürîdî’nin yaşadığı bölgede yoğunlukla Türklerin yaşamasıdır [21]. Bu üç parçayı topladığımızda, diğer iddialara nazaran Türk olduğu fikrinin daha tutarlı olduğunu görmekteyiz. Böylece İmam Mâtürîdî’nin etnik kökenini katî mânâda belirleyemesek de hatırı sayılır bir nispette, hakkında fikir sahibi olabilmekteyiz.
SONUÇ
İmam Mâtürîdî’nin hayatına dair kısıtlı bilgiye sahip olduğumuzdan, yaşam öyküsünün bazı noktaları müphem kalmaktadır. Muğlak kısımları, delillere dayanarak varsayımlarla tamamlamaya gayret edilmektedir. Doğum tarihi hakkında kesin bir bilgiye sahip olmadığımızdan ötürü hocası Muhammed b. Mukâtil er-Râzî’nin vefat tarihine dayanarak bazı tahminler öne sürülmüştür. Bunlar içinden bize en makul geleni 852 yılıdır.
Yine İmam Mâtürîdî’nin hayatının karanlık noktalarından diğeri de etnik kökeni meselesidir. Onun Arap, Fars ve Türk olduğu hakkında kimi tarihçiler fikirlerini sunmuştur. Bunlar arasında en fazla ve güçlü delile sahip olan Türk olduğu fikridir. Türk olduğunu kesin olarak iddia edemesek de diğer iddialara mukayeseyle daha güçlü bir ihtimal olduğunu söyleyebiliriz.
SONNOTLAR
[1] Hülya Alper, Mâtürîdî, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, İzmir 2019, s. 22
[2] Hasan Gümüşoğlu, İslâm Mezhepleri Tarihi, Kayıhan Yayınları, İstanbul 2018, s. 186
[3] Ulrich Rudolph, Mâturîdî, trc. Özcan Taşçı, Litera Yayıncılık, İstanbul 2016, s. 218-221’den nakleden: Melikşah Sezen, İmam Mâturîdî, Şamil Yayınevi, İstanbul 2022, s. 28
[4] Montgomery Watt, İslâm Düşüncesinin Teşekkül Devri, trc. Ruhi Fığlalı, Ankara 1981, s. 389’dan nakleden: Sıddık Korkmaz, “İmam Ebû Mansûr el-Mâturîdî’nin Hayatı ve Eserleri”, Dini Araştırmalar, c. 4, say. 10, Mayıs-Ağustos 2001, s. 94
[5] Hasan Kanaatlı, Dünya Dinleri ve İnanç Mezhepleri Tarihi, Kevser Yayınları, İstanbul 2016, s. 368
[6] Recep Önal, “Mâtürîdî’nin Hayatı, Eserleri ve Kelam İlmi’ndeki Yeri”, Akademik İncelemeler Dergisi, c. 8, say. 3, 2013, s. 328
[7] Melikşah Sezen, İmam Mâturîdî, Şamil Yayınevi, İstanbul 2022, s. 28
[8] Ali Rabbanî Gulpayganî, Kelamî Fırkalar ve Mezhepler, trc. Yunus Gürel, el-Mustafa Yayınları, İstanbul 2014, s. 212-213
[9] Hamit Sevgili, İmam Buhârî, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, Ankara 2018, s. 18
[10] Hasan Kanaatlı, Dünya Dinleri ve İnanç Mezhepleri Tarihi, Kevser Yayınları, İstanbul 2016, s. 368
[11] Ali Rabbanî Gulpayganî, Kelamî Fırkalar ve Mezhepler, trc. Yunus Gürel, el-Mustafa Yayınları, İstanbul 2014, s. 212; Hasan Kanaatlı, Dünya Dinleri ve İnanç Mezhepleri Tarihi, Kevser Yayınları, İstanbul 2016, s. 368
[12] Hülya Alper, Mâtürîdî, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, İzmir 2019, s. 22
[13] Ahmet Ak, Büyük Türk Âlimi Mâturîdî ve Mâturîdîlik, Ensar Neşriyat, İstanbul 2019, s. 51
[14] Louis Gadet & Georges Anawati, İslâm Teolojisine Giriş, trc. Ahmet Arslan, Ayrıntı Yayınları, İstanbul 2015, s. 95; Ahmed Sa’d ed-Demenhûrî, Seddü’s-Suğûr bi-Sîreti Alemü’l-Hüdâ Ebû Mansur el-Mâturîdî, s. 112’den nakleden: Melikşah Sezen, İmam Mâturîdî, Şamil Yayınevi, İstanbul 2022, s. 51-52
[15] S. H. Nasr and M. Mutahhari, “The Religious Sciences”, The Cambridge History of Iran, the Period from the Arab Invasion to the Saljuqs, ed. R. N. Frye, Cambridge University Press, Cambridge 1975, s. 476’dan nakleden: Hülya Alper, Mâtürîdî, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, İzmir 2019, s. 24
[16] Orhan Şener Koloğlu, İmam Mâtürîdî ve Mâtürîdîyye Mezhebi, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, Ankara 2018, s. 17
[17] Melikşah Sezen, İmam Mâturîdî, Şamil Yayınevi, İstanbul 2022, s. 52, dn. 101
[18] Melikşah Sezen, İmam Mâturîdî, Şamil Yayınevi, İstanbul 2022, s. 52, dn. 102
[19] Hülya Alper, Mâtürîdî, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, İzmir 2019, s. 24; Ahmet Ak, Büyük Türk Âlimi Mâturîdî ve Mâturîdîlik, Ensar Neşriyat, İstanbul 2019, s. 51
[20] Mustafa Özgen, Eş’arî ve Mâtürîdî Mezhepleri Arasında Görüş Farkları, Palet Yayınları, Konya 2017, s. 23
[21] Hulusi Arslan, Kelâm Tarihi ve Ekolleri, Ensar Neşriyat, İstanbul 2020, s. 242
Bibliyografya
Ahmet Ak, Büyük Türk Âlimi Mâturîdî ve Mâturîdîlik, Ensar Neşriyat, İstanbul 2019
Ali Rabbanî Gulpayganî, Kelamî Fırkalar ve Mezhepler, trc. Yunus Gürel, el-Mustafa Yayınları, İstanbul 2014
Hamit Sevgili, İmam Buhârî, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, Ankara 2018
Hasan Gümüşoğlu, İslâm Mezhepleri Tarihi, Kayıhan Yayınları, İstanbul 2018
Hasan Kanaatlı, Dünya Dinleri ve İnanç Mezhepleri Tarihi, Kevser Yayınları, İstanbul 2016
Hulusi Arslan, Kelâm Tarihi ve Ekolleri, Ensar Neşriyat, İstanbul 2020
Hülya Alper, Mâtürîdî, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, İzmir 2019
Louis Gadet & Georges Anawati, İslâm Teolojisine Giriş, trc. Ahmet Arslan, Ayrıntı Yayınları, İstanbul 2015
Melikşah Sezen, İmam Mâturîdî, Şamil Yayınevi, İstanbul 2022
Mustafa Özgen, Eş’arî ve Mâtürîdî Mezhepleri Arasında Görüş Farkları, Palet Yayınları, Konya 2017
Orhan Şener Koloğlu, İmam Mâtürîdî ve Mâtürîdîyye Mezhebi, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, Ankara 2018
Recep Önal, “Mâtürîdî’nin Hayatı, Eserleri ve Kelam İlmi’ndeki Yeri”, Akademik İncelemeler Dergisi, c. 8, say. 3, 2013
Sıddık Korkmaz, “İmam Ebû Mansûr el-Mâturîdî’nin Hayatı ve Eserleri”, Dini Araştırmalar, c. 4, say. 10, Mayıs-Ağustos 2001