Blog

Sevda Vadisi

“Sevda vadisine düştüm, pür-gamım şâhım Ali

Kimsesiz kaldım karanlık günde gümrâhım Ali

Doğmuyor mihr-i ümidim, çıkmıyor mâhım Ali

Gelmiyor mu gûşune bi âh u eyvâhım Ali?

 
Merhamet et hâlime her şey'e agâhım Ali

Var mı senden başka söyle ilticagâhım Ali?


Rûsiyâhım, pür-günâhım, yok yüzüm Peygamber'e

İstemem bir türlü gitmek böyle rûz-ı mahşere

Eylerim belki tesâdüf der iken bir rehbere

Düşmüşüm elsiz ayaksız Âstân-ı Haydar'e
 

Merhamet et hâlime her şey'e agâhım Ali

Var mı senden başka söyle ilticagâhım Ali?

 
Çıkmıyor bir an ciğerden sevda derdinin hançeri

Aşkının pençesinin esiri olduğum günden beri

Tâ süveydâ-yı dilimde hicr-i yârın ahkeri

Ol kadar yandım, yıkıldım ki unuttum her yeri
 

Merhamet et hâlime her şey'e agâhım Ali

Var mı senden başka söyle ilticagâhım Ali?

 
Cinnet-i sevdâ ile bir anda yaptım bin günâh

Pîş-i çeşm-i hâlkde oldum hacil ü rûsiyâh

Taş çıkardım âdetâ, şeytana giydirdim külâh

Pek yazık oldu ömrümün baharına, ettim tebâ

 
Merhamet et hâlime her şey'e agâhım Ali

Var mı senden başka söyle ilticagâhım Ali?


Çok gönül kırdım, gücendirdim cevân ü pirden[1]

Her nasılsa saptı bir kere yolum tedbirden

Gerçi dönmez muktezâ-yı tâli'im takdirden

Himmetin hâli değil lâkin buna te'sirden
 

Merhamet et hâlime her şey'e agâhım Ali

Var mı senden başka söyle ilticagâhım Ali?


Olmayanlar kâşif-i esrâr-ı ders-i men aref

Anlamaz can vermeyi uğrunda ey Şâh-ı Necef

Kâinâta nur güneşindir veren şan u şeref

Teşne-i sahbâ-yı affım defter-i isyan be-kef

 
Merhamet et hâlime her şey'e agâhım Ali

Var mı senden başka söyle ilticagâhım Ali?

 
İşte benden yüz çevirdi âşinâlar büsbütün

Bir enîsim kalmadı endişeden başka bugün

Destgirim, Neyzen-i bîçâreyi bir dem düşün

Göz nurun ol imâmeyn-i güzîn bâşı içün

 
Merhamet et hâlime her şey'e agâhım Ali

Var mı senden başka söyle ilticagâhım Ali?”


Neyzen Tevfik Kolaylı
12 / 12 / 1901

[1] Cevan ü Pir: Genç ve yaşlı demektir.